20 Eylül 2009 Pazar

Ak Koyun Kara Koyun Ve Beşiktaş

Ronaldinho ve Shevchenko transfer sezonu başladıktan sonra Fenerbahçe'nin transfer edeceği söylenen iki isim. İki isimin ortak özelliği de başarıya doymuş artık futboldan uzaklaşmış kişiler olması. Aynı R.Carlos gibi.

Fenerbahçe Spor Klübü Aziz Yıldırım'ın farkında olmadan yaptığı bir zarar yüzünden bu hallere geldi. Aziz Yıldırım taraftarları o kadar çok yükseğe çıkardı ki kimse Fenerbahçe'nin aslında Elano veya Keita alabilecek kadar yüksek ama Ronaldinho'yu transfer edemeyecek kadar düşük olduğunu düşünmedi.

Ayrıca bu iki takımın seçtikleri teknik direktörler de çok önemli bir fark yarattı. Biri Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu görmüş bir hoca, diğeri ise günlük başarılarla avunan bir hoca getirdi. Bunun üstüne futbol geçmişlerini de koyunca aslında zaten aradaki fark baştan açıldı.

Rijkard futbolcuların neredeyse hepsini aldı. Ayrıca futbolcu piyasasını iyi bildiği ve üst tabaka oyunculara da yakın olduğu için ihtiyaç duyduğu yeri en kaliteli futbolcuyla takviye etti. Bunun üstüne Neskens'in yanında olması da onun önemli bir avantajıydı. Haldun Üstünel'i hiç saymıyorum bile. Bir insan bu kadar mı iyi olur? Resmen herkesi uyutup yıldızlara imza attırdı.

Daum ise Brezilya piyasasına adım attı. Elano gibi adam boştayken o kendi kendine yıldız çıkarmaya kalkıştı. Millet Ronaldinho beklerken Daum iki tane adı sanı duyulmamış adam alıp taraftarların önüne koydu. Fenerbahçe taraftarı bu iki kişiyi de sevdi. Özellikle Andre Santos attığı golle adını epey duyurdu; ancak dev aynasında bakmanın bi anlamı yok. Galatasaray'ın transferleri kesinlikle Fenerbahçe'ninkilerden daha faydalı ve daha iyi.

Hala ligin başındayız; ama insan Gs'yi seyredince sanki Barcelona'yı seyrediyormuş gibi hissediyor. Hücüm hattında Arda, Elano, Baros, Keita, Nonda gibi adamlar olan bir takım Türkiye ligi için fazla iyi bence. Şu ana kadar da durum bu zaten. Adamlar resmen köpekbalığı gibi. Karşı takıma saldırıp fark atmadan işi bitirmiyor.

Fenerbahçe'yi seyrederken ise insanda pek bu duygular oluşmuyor. Düşe kalka giden, günü gününü tutmayan bir takım görüntüsünde Fenerbahçe. Bir gün Güiza iyi oynasa,Volkan batırıyor, Carlos zaten resmen tatile gelmiş gibi oynuyor. Kısacası ak koyun ve kara koyun şimdiden belli olmuş gibi gözüküyor.

Beşiktaş ise bambaşka bir konu. Ertuğrul Sağlam'ı salak bir maç yüzünden kovan, onun takımıyla ve Galatasaray-Fenerbahçe ikilisinin ikramıyla şampiyon olduktan sonra Mustafa Denizli istifa etse de hocam bizi bırakmayın sizin sayenizde şampiyon olduk diyip Mustafa Denizli'ye kendi takımını kurdurup sonunda bu hale gelen bir takımdır Beşiktaş.

Bu kadar ihtimal varken Tabata'yı almak, üstüne bu kadar para vermek gerçekten çok saçma. Beşiktaş'ın kendini dev aynasında görmesini sağlayan Galatasaray ve Fenerbahçe bu sene güçlendi. Beşiktaş çifte kupaya güvenip yola çıktı; ancak Galatasaray maçında gördük ki bu takım bu iki deve karşı koyamaz.

Dev demişken Mustafa Hoca inşallah 12'de 12 yapmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder