18 Kasım 2009 Çarşamba

Allah Belanızı Versini Bu Kadar İçten Söyleyebilmek !!!

''bu topic turnusol kağıdıdır.
beter olsun diyen doğuştan‚ gerçek Fenerbahçelidir.
geçmiş olsun diyenin kafası karışıktır‚ arada kalmıştır‚ tarafını daha seçememiştir‚ kararını verememiştir‚ kendini Fenerbahçeli zannediyordur‚ azıcık zorlanırsa fanatik 6s´li bile olur. kolu hazmedecek kadar geniştir. arda yeter ki iyileşsin o kol hareketini bana yine yapsın diye düşünür. sıcacık kocaman bir kalbi vardır. hayattan alacağı en az 1 ders daha vardır. ''

''üzüldüm deyipte yalan söylemenin hiç gereği yok ben demiştim bu kadar insanın bedduasını alma diye araba kazası domuz gribi inşallah bunlar sana ders olur... ''

''
Simdi bu Mor10 yüzünden gündemde degisir. Baskette yaptiklarini unutturdular bir sekilde zaten simdi ikinci hadiselerinide kapatir inekler.''

''geber arda geber''

Antu.Com'un değerli beyin taşıdığını zanneden bazılarının yazdıkları yazılar.Arada tabii ki düzgün yazılarda çıkmış ama genel hava bu durumda.Kimse adamı sevmek zorunda değil ama sonuç ölüme kadar giden bir hastalıksa herkes kalkıp o adama geçmiş olsun dilemeli siz kimsiniz de bi adama böyle laflar söyleyebilecek güveni kendinizde buluyorsunuz 2-3 holiganlık özentisi hareketlerle 2-3 kendinizi taraftar zannettiğiniz hareketle taraftar olmak takımını sevmek bu mu takımını sevmek demek karşı takım oyuncusuna bela okumak mı demek ?

Allah hepinize domuz gribi belasını versin de bakalım o zaman böyle konuşabilecek misiniz?

5 yorum:

  1. blogunuzu gunluk takip ediyorum. bu antu ultraslan forzabesiktas forumlarındaki mankafalıları buraya taşımanıza gerçekten gerek yok. biliyorum insanın sinirleri bozuluyor görünce ama inanın blogunuzda kaliteli yazıları okumayı tercih ediyorum.

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle blogu takip edip beğendiğin için teşekkür ederim.Bu yazı aslında benim o anki sinirimden dolayı çıktı normalde bende böyle şeyler yazma taraftarı değilim ama aslında kafamdaki bi soruyu da anlatan bi konu oldu bu

    Taraftar dediğimiz,holigan dediğimiz olgu nasıl bi olgu oldu ki artık farklı forma giyen herkese düşman gözüyle bakıyorlar.Tanımadığı bi insanla sırf renkler uğruna taşla sopayla çatışmaya girebiliyorlar , tanımadıkları 22 yaşındaki çocuk için gebersin yazabiliyorlar bu çocuğa bişey olsa o geber yazanlar mutlu olacaklarsa zaten bunlar insanlıklarını bırakalı çok olmuş demektir.

    Kaldı ki bu adamlar yüzünden maçlara gidilemiyor mesela ben sırf bütün maç boyunca BAĞIRIN LANN diye zorla bağırttıran bağırmadığın zaman kafana tokmak atan amigolar yüzünden maça gitmiyorum.Maç seyretmiyorsunki statlarda yok neymiş takımını destekleyecekmişsin.İngilizleri sırf bu yüzden kıskanmışımdır adamlar doğru düzgün maç seyredebiliyorlar

    Korkutucu bi durum bugün Arda gebersin diyen yarın kalkıp kendi gebertebilir şu anda çok abartıyorum gibi gelse de bu savaş(!)ı kazanmak için herşeyi yapabilir bu insanlar

    YanıtlaSil
  3. haklısınız inanın durum bahsettiginiz gibi. madem girdik bu konuya aslında benim de söylemek istediğim birkaç şey var. öncelikle fenerbahceli oldugumu belirtmek isterim. arda son yıllarda turk futbolunun yetistirdigi en yetenekli futbolculardan bir tanesi, simdi fenerbahce taraftarı oldugum için buna karsı mı cıkmalıyım ? ne yazıkki ulke futbolunda degerler o kadar anlamsızlaşmış ki, maçın rekabetin maç içinde kaldıgını çoktan unutmuşuz. avrupa sampiyonasında isviçre'ye attıgı son dakika golunde sevinçten aglayanlar, bugun arda için insanlıkdışı şeyler diliyorlar. biz lafımızın nereye gittiğini düşünmeden konusan bir toplumuz ne yazıkki ve ülkemizdeki taraftarlık olgusu bir nefret yarışına dönüştü. bunda kimlerin mi payı var? öncelikle adı ustunde futbol federasyonu ( herhangi bir isim degil direk federasyon), bu kargaşa ortamından yararlanan yöneticiler ve onların amigoları, mantıksız açıklamalar yapan futbolcular, bir derbiden once/sonra 4 gun ustuste program yapan medya kanalları ve bu girdaba kapılıp giden bizler suçluyuz. ben fenerbahce maçlarını saracoglunda duzenli olarak takip eden birisiydim (artık istanbulda yaşamıyorum). migros tribunundeki grup yuzunden telsim tribunune geçtim, sadece maçı izleyebilmek için(nispeten daha keyifli). birgun bir arkadaşımın bedava bileti sayesinde saracoglu stadında maraton alttan inanılmaz bir zevkle maç izledim. ama işte bu ulkede o zevki tadabilmek için maç başına 300TL'yi gözden çıkarmak lazım. anlayacagınız bu memlekette dörtdörtlük maç izlemenin bedeli binlerce TL. O kadar çamura batmışız ki, oynanan futbolu tartışmayı bırakmışız. rekabet en güzel şey, bir galatasaray maçı galibiyetinin hazzı gerçekten paha biçilemez (tıpkı tam tersi gibi sanırım), ama bu nefret neyin nesi? bu nefret göstermelik yalaka nefreti çünkü bu memlekette galatasaray'dan ne kadar nefret edersen o kadar fenerbahce'li oldugun (vice versa) varsayılıyor, kabul görüyor. saracoglundaki, sami yendeki, abdi ipekcideki bu soytarılıklar ve sizin yazınızın sebebi arda(gökhan gönül, m.topuz, emre, ahmet mehmet) düşmanlığı hep bu sözde nefret yüzünden. o yuzden bırakalım, bu zavallıları konusmayalım. ben insanların "biz sizden daha çok bagırıyoruz, daha acımasızız" yerine "yarın sizi yenecegiz" diyecekleri bir derbi ortamı yaşayacagımızı hiç zannetmiyorum. şimdi italya'da yaşıyorum (ki burası futbolun saha içinde ve dışında en kirlisinin oynandıgı ülke olarak tabir edilir) ve bologna maçlarını takip ediyorum. inanın bu ortamla yanından bile geçmemiz söz konusu değil... bu sebeplerden sizin ve diger birkaç blog yazarının seviyeli yazılarını okurken keyif alıyorum. baş ağrıttıysam affola, saygılar.

    YanıtlaSil
  4. Baş ağrıtmak ne demek keyifle okudum yazınızı ve gerçekten çok haklısınız.

    Hatta eğer boş zamanınız varsa Bologna ve oraların taraftar kültürüyle ilgili bir yazı yazarsanız seve seve bloga taşırım.

    YanıtlaSil
  5. Boş adamın rengi olmaz.

    YanıtlaSil